18 Aralık 2018 Salı

KURU YEMİŞÇİLER HAFTASI ETKİNLİKLERİ




Bir kuru yemişçiler haftasını daha geride bıraktık. Her yıl olduğu gibi envai çeşit kuru yemişler okullara taşındı, konuyla alakası olmayan birkaç pankart ve slogan eşliğinde afiyetle yendi. Bu kuru yemişlerin eskiden hangi bölgelerimizde yetiştiğinden bahsedildi, bugünlerde nerelerden ithal edildiği öğrenildi. Fiyatlardaki fahiş artışlar velileri zorlasa da Ahmed Cevdet Paşa'nın iki yüz elli yıllık hatırasına hürmeten şartlar zorlandı.

Bir gün mutlaka aklı selim bir eğitimci bu gidişata dur diyecek, olmazsa bir müdür, bir öğretmen çıkıp, talimatları böyle alışılagelmiş ama işe yaramaz bir biçimde yerine getirmektense bu işin hakkını vererek yapmak gerektiğini düşünecektir. İşte o zaman, o yerli malı haftasında sınıfa leblebi, fıstık, fındık değil ülkenin her yanındaki fabrikalarda üretilmekte olan ürünlerden birer örnek veya en azından resimleri gelecektir. Onlar üzerine konuşulacaktır. Neler yapılabildiğini gören çocukların zihinlerinde neler yapılabileceğine dair fikirler uyanacak, çarklar dönmeye, kıvılcımlar çakmaya başlayacaktır. 


Ekrana doğan, sanal dünyayı, sayısal sistemleri kullanmayı doğuştan biliyor hissi veren bugünün çocuklarına yerli malı olarak sadece yemişleri sunmak, onun çevresine dar sınırlar örmekten başka işe yaramamaktadır. "Yerli malı" denince çocuğun zihninde canlananlar, biraz büyüdüğünde ona bu ülkede yürüyecek bir yolu olmadığını düşündürecektir. Kullandığı ithal teknoloji ürünleri ve bunları kullanırken maruz kaldığı yabancı dil nedeniyle beyninden önce gönlü göçecektir uzaklara. Nitekim her yıl kutlanan yerli malı haftasına rağmen çocuklarımızda yerli malına yönelim de görülmemektedir. Bu haftayı böyle göstermelik bir şekilde yılda bir hafta kutlamak yerine, öğretmenler tarafından velilerden istenen kırtasiye ürünlerinin veya her gün hazırlanan beslenme çantası içeriğinin yerli ürünlerden oluşması gerektiği çocuklara telkin edilirse, fabrikalara, meralara, tarlalara geziler düzenlenirse sonuç alınacaktır. Üretimin getirileri, çevreye etkisi, üretmenin verdiği mutluluk gözle görülerek anlaşılacaktır. 

Yerli üretimi güzellemenin bir yolu da ithal ürünlere verilen paranın nereye gittiği, kimlerin eline geçtiği veya en azından bizim elimizden nasıl çıktığı üzerine dramatik çalışmalar yapmaktır. 

Yerli malı haftasını değiştiremeyen bir bakışın, izlemek ve yakınmakla yetinip harekete geçmeyen tembel bünyelerin, işletme körlüğünü eğitim sisteminde yaşayan eğitimcilerin yerli tüketimi de yerli üretimi de teşvik edebilecek kudreti yoktur. Bundan on yıllar sonra kurulacak fabrikaların temelleri bugün sınıflarda atılır. Bugünden tezi yok bir sonraki kuru yemişçiler haftasını gerçek bir yerli malı haftasına dönüştürmek için tefekküre başlamayı tavsiye ediyorum. Talep eden her eğitimciye gönüllü, yerli, milli, ücretsiz danışmanlık hizmetini memnuniyetle vereceğimi temin ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder