1 Ekim 2018 Pazartesi

İSRAF HANGİ DERSİN KONUSU?



Yeni bir eğitim sistemini tartışırken soyut kavramların havalarda uçuşmasından sıkılmış bir çocuk ve genç gönüllüsü olarak yakaladığım, somut bir öneri sunma imkanı olan her meseleye değinmeyi bir görev addediyorum. Bu bağlamda yazdığım bu üçüncü yazıda dünyanın gidişatı hakkındaki umutlarımızı körelten, elimizde tuttuğumuz ama görmezden gelebilmek için arkamıza saklayıp durduğumuz israf meselesine değinmek isterim.

İsraf sadece din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin konusu olarak önlerine geldiğinde belli ki çocuklarımız için sadece bir not unsuru oluyor ve bir kulakla öbür kulak arasında geçirdiği zamanı da israf ederekten hayatlarından çıkıyor. Oysa doğrudan bir öğesi oldukları bu meseleyi tıpkı bir külliyat haline getirdiğimiz havuz problemleri gibi matematik dersinde somutlaştırabiliriz. Önünde sonunda düşünmelerini gerektirecek defaatle karşılarına çıkartabiliriz. Dört işlem, kesir, oran-orantı konularına tema yapabilir, zihinlere kazınır ve hayata dokunur şekilde öğretebiliriz. 

Cemlerin evinde her gün çeyrek ekmek bayatladığı için çöpe atılmaktadır. Somalili Banji'nin evine ise ancak üç günde bir tam ekmek girmektedir. Cemler ekmek israf etmeseydi Banjiler her gün ne kadar ekmek yiyebilirdi?

Cevap:  1/4 + 1/3 = 7/12

Bir de şöyle soralım;

Aslı banyo yaparken ve ellerini yıkarken harcadığı vaktin 1/5'inde suyu boşa akıtmaktadır. Oysa Sudanlı Dalila günde en az 3/4 litre su içmesi gerekirken su bulamamaktadır. Aslı günde ortalama 15 litre su harcadığına göre Dalila gibi kaç çocuğun mutlaka içmesi gereken suyu israf etmektedir?

Zor değil ama ağır bir cevap: (15 x 1/5) / 3/4 = 4

Dünyada 800.000.000 (sekizyüz milyon) insan açlık çekiyorken her yıl 1.300.000.000 ton (yanlış değil tam bir milyar üç yüz milyon ton) gıda israf edilmektedir. İsraf edilen gıdayı aç insanlara dağıtabilseydik her 1 aç insana günde kaç kg yemek düşerdi?

Bakın bakın, cevaba bakın: (1.300.000.000 x 1000) / 800.0000.000 / 365 = 4,45 kg. 
Yani bir insan evladının mümkünü yok yiyemeyeceği kadar.

İsraf rakamlarının da ihtiyaç rakamlarının da ne kadar iyimser verildiğini fark etmişsinizdir. Bunu bazı özel çocukları duygusal açıdan fazla yıpratmamak adına alınmış bir tedbir olarak kabul edin. Eğer bugüne kadar onlardan biri olamadıysanız da artık olmaya gayret edin çünkü bu hesap, şaşmaz bir terazi ile önümüze geldiğinde sınavı geçememe ihtimalimiz günden güne yükseliyor. Şimdi anlamsızca dolup boşalan havuzları bir kenara bırakıp, hiç varılamayan B noktasını da aşarak israf problemlerini matematik dersinin ana temalarından biri yapmaya ne dersiniz? Vicdan sahibi matematik öğretmenlerimiz amatörce hazırlanmış bu sorulardan, her yaş grubu ve konu ağırlığına uygun olarak daha dokunaklı ve daha zihin açıcı nicelerini üretecektir. Üstelik eğer sorularını gerçek sayılara dayandırmak isterlerse ellerinde geniş bir veri tabanı da olacak. Artık hayata dair sorunları, dallar arası ilişkilerini de kurarak ele alma zamanı geldi. Bizim çocuklarımız matematiği sosyolojiyle, coğrafyayı tarihle, robotik kodlamayı ahlak bilgisiyle birleştirmek zorunda olacak bir neslin üyeleri. Onları çağa uygun yetiştirmeye aklımız erdiğince kafa yormalı ve bir yerden başlamalıyız. Gerisini onlar halledecektir. 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder